Kılgısal Usun Eleştirisi / Kritik der praktischen Vernunft — Immanuel Kant
240,00 TL 320,00 TL
Açıklama
Kılgısal Usun Eleştirisi 1788’de çıktı. Kant bu ikinci eleştiride kuramsal Usa tanımadığı gerçeği kılgısal Usa tanır: Bilgiyi inanca yer açabilme uğruna yok etmiştir. İstencin kavramı Özgürlüktür, bütününde doğallığın, içgüdüsel, dürtüsel, itkisel olanın üzerinde olabilmektir. Ama özgürlüğün ussal olması ölçüsünde, aşkınsal felsefenin irrasyonalizmi özgürlüğü ancak özenç olarak kabul edebilir. Kant’ın kuşkucu eğilimi en sonunda kılgısal alanda da ağır basar, Gökteki moral yasayı kendine ayırdıktan sonra, genel olarak insanın ussal ve böylece kendinde-düzgün olduğunu kabul edemez. Yamukların yüreklerine su serper: “İnsanın yamuk tahtasından düzgün hiçbirşey yapılamaz.” Bu törel konum kantın kuşkucu bilgi görüşünün sonucudur. Bilgisiz bir ahlak, bilgisiz bir törellik, bilgisiz bir inanç için “düzgün,” eş deyişle evrensel, nesnel, ussal normlar yoktur. Öznellik burada her türlü özence izin verir. Bilginin yokluğunda, ve bilgisiz inançlara dayalı olarak, moral ve törel normlar gereksindikleri ussal aklamadan yoksun kalırlar. Ya da, gene de bir aklamadan söz edeceksek, bu “hayranlık ve huşu” tarafından sağlanır: “Üzerlerine ne denli sık ve ne denli uzun uzadıya düşünürsek düşünelim, anlığı her zaman yeni ve her zaman artan bir hayranlık ve huşu ile dolduran iki şey vardır: Üstümdeki yıldızlı gökler ve içimdeki ahlaksal yasa. İkisini de sanki karanlıklara bürülü imiş ya da ufkumun ötesinde aşkın bir alanda imiş gibi araştırmam ya da yalnızca tahmin etmem gerekmez; onları önümde görürüm ve dolaysızca varoluşumun bilinci ile bağlarım. Birincisi dışsal duyu dünyasında doldurduğum yerden başlar ve onunla bağıntımı dünyalar üzerine dünyalar ile, dizgeler üzerine dizgeler ile ölçüsüz bir büyüklüğe, ve dahası bunların dönemsel deviminin, bunun başlangıcının ve sürmesinin sınırsız zamanlarına genişletir. İkincisi görülemez ‘kendim’den, kişiliğimden başlar ve beni gerçek bir sonsuzluğu olan bir dünyada sergiler ki, ancak anlak için sezilebilirdir ve onunla (ama bu yolla ayrıca aynı zamanda tüm o görülebilir dünyalar ile) oradaki gibi salt olumsal değil, ama evrensel ve zorunlu bir bağıntı içinde olduğumu anlarım.”
Ek bilgi
İçindekiler | İÇİNDEKİLER Önsöz 9 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ KİTAP BİRİNCİ ANAKESİM İKİNCİ ANAKESİM ÜÇÜNCÜ ANAKESİM İKİNCİ KİTAP BİRİNCİ ANAKESİM İKİNCİ ANAKESİM İKİNCİ BÖLÜM VARGI 202 SÖZLÜKLER Vorrede Erster Teil Erstes Buch Erstes Hauptstück Zweites Hauptstück Drittes Hauptstück. Zweites Buch Erstes Hauptstück Zweites Hauptstück Zweiter Teil Beschluß |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
İlgili ürünler
Yöntem Üzerine Söylem – René Descartes
43,50 TLYöntem Üzerine Söylem – René Descartes
43,50 TLTörebilim – 2 – Spinoza
66,00 TLTörebilim – 2 – Spinoza
66,00 TLTarih Felsefesi – 3 – Yunan ve Roma Dünyası – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 3 — YUNAN VE ROMA DÜNYASI
Çeviren: Aziz Yardımlı
144 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir. — Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.