Leibniz – Frederick Copleston
105,00 TL 140,00 TL
Açıklama
“GOTTFRIED WILHELM LEIBNIZ 1646’da Leipzig’de doğdu. … Parlak bir çocuk olarak Leibniz Yunan ve Skolastizm felsefelerini inceledi. … On beş yaşında üniversiteye girdi. … Bacon, Hobbes, Gassendi, Descartes, Kepler ve Galileo gibi “modern” düşünürleri inceledi. … Aristoteles ve Skolastizm üzerine erken incelemeleri … 1667’de Tüze doktorası aldı. Mainz Elektörünün sarayında bir göreve getirildi; diplomatik bir görevle 1672’de Paris’e gönderildi. … Sonsuz küçüklükler matematiğini buldu. … Spinoza’yı ziyaret etti. Daha önce Spinoza ile mektuplaşıyordu.” (Copleston’dan)
İnsanın güzel olanı beğenme ve çirkin olanı beğenmeme, iyi olanı isteme ve kötü olanı istememe, gerçek olanı doğrulama ve yanlış olanı yadsıma gibi saltık olarak ussal bir belirlenimi vardır. Ya da, insan tinsel olarak duyu, yürek ve ustur, duyum, duygu ve düşüncedir. Felsefe Usun bilgisidir. Eğer bilginin sözde aracı olarak, gerçekliğin aracı olarak duyum ya da algı, ya da duygu, sezgi, esin vb. ileri sürülüyorsa, bu yetilerin düşünmedikleri, ama duyumsadıkları, algıladıkları, sezdikleri vb., oysa gerçeklik ile bir olan bilginin kavram ve olgunun birliği olduğu anımsanmalıdır. Duyunun , algının, sezginin vb. sunduğu izlenimler, tasarımlar, duyum ya da duygular düşünceye dayalı pekin ve gerçek bilgi ile bir değildir. Tersine, bu düzlemde belirlenen insan bilincinin ancak ve ancak kuşku olabildiğini kuşkuculuk bile pekinlikle doğrular. Gerçeklik düşüncenin, usun kendi doğasıdır, ne bir öcüdür, ne de insan usundan kaçan bir öte-yandır. Us kendi doğasında gerçekliktir, düşünme yetisinin özsel işlevi gerçekliğin kendisidir: Doğal us parçanın bütünden büyük olduğunu, A = B, C = B, öyleyse A = C olduğunu, bir teğetin bir eğriyi tek bir noktada kestiğini, her etkinin bir nedeni olduğunu, koşut çizgilerin kesişmediğini (koşutluğun ussal olduğunu), sonsuzun bir sayı ya da sayılabilir olmadığını, iyinin ve gerçeğin ve güzelin kötü, yanlış ve çirkin olanın karşıtı olduğunu yadsımaz. Bu gerçekliklerden kuşku duymayı, karşıtlarının da doğru olabileceğini tasarlayabilmek usdışı dediğimiz şeyin dehasıdır ve bilgiyi sözde kavramı önceleyen deneyimden türettiğini sanan görgücülüğün yaptığı şey tam olarak budur. Kuşkuculuk tam bir us-yarılmasını doğrulayarak geriye ne gerçeklik ne de değer, ne doğru ne de eğri, ne iyi ne de kötü bırakır. — Özsel olarak ussal olan insan için önemli olan şey kavramları, beyninin en değerli yetilerini doğru bağıntıları, diyalektikleri içinde kavrayabilmek, onları görgül dünya ve yaşam üzerinde doğru olarak uygulayabilmek, kötülüksüz, bilgili, güzel, olanaklı en iyi insanı gerçekleştirebilmektir. Ancak insanları iyi ve doğru ve güzel olan bir dünyanın tüm olanaklı dünyaların en iyisi olduğunu bilmektir. Leibniz’in Us uyumdur ilkesine göre, uyumlu ilişkileri içinde kavranan ussal dizgenin biricik gerçeklik ve biricik anlam olabildiğini görmektir. Bu kavrayışı geliştirme sürecinin kendisi Eğitimin kavramı, gerçekliği, onun ussal ideasıdır. Eğitim dar, tikel, soyut bir bilinç şeklinin oluşturulması değil, bütün bilince şu ya da bu dışsal ıvır zıvırın biçiminin verilmesi değil, ama gerçekliğin biçiminin verilmesidir. Ve tüm insanlar için.
— Aziz Yardımlı
Ek bilgi
İçindekiler | BÖLÜM BİR BÖLÜM İKİ BÖLÜM ÜÇ BÖLÜM DÖRT BÖLÜM BEŞ |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
İlgili ürünler
Tüze Felsefesi / Philosophie des Rechts — Georg Wilhelm Friedrich Hegel
360,00 TLTüze Felsefesi / Philosophie des Rechts — Georg Wilhelm Friedrich Hegel
360,00 TLTarih Felsefesi – 2 – Doğu Dünyası: Çin, Hindistan, Persia – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 2 — DOĞU DÜNYASI: ÇİN, HİNDİSTAN, PERSİA
Çeviren: Aziz Yardımlı
136 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir.
Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Tarih Felsefesi – 1 – Giriş – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 1 — GİRİŞ
Çeviren: Aziz Yardımlı
128 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir.
Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.