-
Goethe - Kaufmann
1 × 36,00 TL
-
Toplam : 36,00 TL
66,00 TL 88,00 TL
Spinoza’yı gerçek felsefi değeri içinde yeniden diriltenler Goethe ve Alman idealistleri oldu. Fichte Spinoza’yı ciddi olarak inceledi ve felsefesinin törel vurgusu Spinoza’yı anımsatır. Hegel “Bir felsefeci olmak için ilkin bir Spinozacı olmalısınız; eğer Spinozacılığınız yoksa, bir felsefeniz de yoktur” derken, Schelling Spinozacılığın derinliklerine dalmamış hiç kimsenin felsefede tam ve gerçek bilgiye erişemeyeceğini söylüyordu. Descartes ile birlikte Spinoza’yı Avrupa’da modern felsefenin kurucusu olarak, ve felsefesini kendi felsefelerinin ruhu olarak kabul ettiler. Bilginin bir kez daha keyfi düşünürlerin düşünce uçuşmalarının ötesinde yattığını, Yöntem, Dizge, Tanıtlama sorunlarının Bilginin bütün bir yazgısını ilgilendiren başlıca sorunlar olduğunu kabul ettiler.
İnsan ussal törel varoluşa yeteneklidir, ama bunu ancak gökten ya da yerden buyruk almaksızın, ve Gerçeği yalnızca kendi Usu ile, kendi Duyuncu ile bularak başarabilir. Ahlak ancak insanın Özgürlük ile bir olan Duyuncundan doğduğu ölçüde gerçek Ahlaktır; ya da, insan ancak iyi ve kötü, doğru ve eğri olanı ussal Duyuncu ile ayırdedebiliyorsa gerçekten moral bir varlıktır. Bunu ancak Gerçeği bilebilirse, ancak kuşkuda ve bilgisizlikte takılıp kalmazsa yapabilir. Eğer yapamazsa anlamsız, saçma, gereksiz bir hiçliktir. Modern dönem Özgürlük dönemidir — yalnızca despot için değil, yalnızca efendiler için değil, ama evrensel olarak. Modern dönemin kavramı Avrupalı ve Afrikalı ve Asyalı için, bütün bir insanlık için gelişme, kendini çirkin, kötü, bilgisiz kültür biçimlerinden kurtarma, kendini gerçek kendisi yapma süreci olmasında yatar ve bunun biricik olanağı insanın ne yerin ne de göğün kulu olmadığının, özgür olduğunun bilincine varmasıdır. Spinoza’nın ussal etiği kuşkucu-bilgisiz Aydınlanmanın yararcı etiğinin de insan Özgürlüğü ile bağdaşmadığının, bir hırs ve dürtü etiği olduğunun, bir etik olmadığının, törelliğin ancak Us üzerine duyanırsa Törellik olduğunun tanıtlamasıdır.
Spinoza Hakkında
Amsterdam’da doğan Spinoza (1632-1677) Portekiz’de zorla Roma Katolikliğine döndürülmüş ve sonra Kalvinist Hollanda’nın hoşgörülü ortamında eski dinine yeniden sarılmış bir Yahudi aileden geliyordu. Yahudi geleneğinde yetiştirilmesine karşın çok geçmeden özellikle Descartes’ın etkisi ile boşinancı ve geleneği sorguladı, ve Amsterdam Yahudi topluluğundan kovuldu. Yirmili yaşların başında olan Spinoza geçimini ders vererek ve mercek işleyerek kazandı, Hıristiyanlığı düşünmeyerek kendini Latince’ye, özel olarak Descartes’ın felsefesinin incelemesine verdi. Ölümünden sonra yayımlanan Törebilim (Ethica) Batı felsefesinin en önemli yapıtlarından biridir. Spinoza romantik Novalis tarafından “tanrı-sarhoşu insan” olarak görülürken ve Goethe Törebilim’i daha ilk okumasında “döndürülürken,” Herder Spinoza’da “dinin ve felsefenin uzlaşmasını” buldu. Hegel “Ya bir Spinozacısınız, ya da bir felsefeci değilsiniz” diyordu.
İçindekiler | Törebilim/Ethica EKLER |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
G. W. F. Hegel
Tinin Görüngübilimi (SEÇMELER)
ÖNSÖZ • GİRİŞ • DUYU-PEKİNLİĞİ • SALTIK BİLME
Çeviren: Aziz Yardımlı
112 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm; KDV %1
Tinin Görüngübilimi Hegel’in ilk kitabıdır. Schelling’e bir mektubuna göre, “kitabın yazılması Jena savaşından (14 Ekim 1806) önceki gece” tamamlanmıştır. Özellikle pragmatik okuma tarafından ve sık sık politik beklentiler zemininde yeğlenen bu çalışmayı Nürnberg’de 1812-1816 yılları arasında üç bölümde yayımlanan Mantık Bilimi (‘Büyük Mantık’), arkasından Felsefi Bilimler Ansiklopedisi (Heidelberg, 1817), ve Tüze Felsefesi (Berlin, 1821) izledi. Hegel daha sonra Tinin Görüngübilimi’ni “bir gençlik yapıtı” olarak kabul etti, kitabın başlığından “Bilim Dizgesinin Birinci Bölümü” anlatımını kaldırdı, içeriğini Ansiklopedi’nin dizgesel yapısı içerisine yeniden uyarladı. Tinin Görüngübilimi’nin yapıtın kendisi kadar ünlü “Önsöz”ü yapıtın kendisinin tamamlanmasından sonra yazılmıştır.
G. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 1 — GİRİŞ
Çeviren: Aziz Yardımlı
128 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir.
Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Plutark
Likurgus • Numa
Çeviren: Meriç Mete
112 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Jean-Jacques Rousseau Plutark üzerine şunları yazar: “Bugün bile zaman zaman okuduğum az sayıda kitap arasında Plutark beni en sıkı kavrayan ve bana en yararlı olan yazardır. Çocukluğumda ilk okuduğum oydu, yaşlandığımda okuduğum sonuncu o olacaktır. Hemen hemen birşey kazanmadan okumadığım biricik yazardır.” (Rousseau, Les reveries du promeneur solitaire, 4.)
İlk kez İtalyanca’ya çevrilen Yaşamlar’ı Batı Avrupa Jacques Amyot’nun Fransızca çevirisi (1559) ile tanıdı. Thomas North’un İngilizce çevirisi (1579) Amyot’nun çevirisi üzerine dayanır. 1683’te John Dryden Yaşamlar’ın Yunanca asıllarından yapılmasını sağladı. Almanca çeviri 1799-1806 yıllarında yayımlandı.
Plutark
Alkibiades • Coriolanus
Çeviren: Meriç Mete
128 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Jean-Jacques Rousseau Plutark üzerine şunları yazar: “Bugün bile zaman zaman okuduğum az sayıda kitap arasında Plutark beni en sıkı kavrayan ve bana en yararlı olan yazardır. Çocukluğumda ilk okuduğum oydu, yaşlandığımda okuduğum sonuncu o olacaktır. Hemen hemen birşey kazanmadan okumadığım biricik yazardır.” (Rousseau, Les reveries du promeneur solitaire, 4.)
İlk kez İtalyanca’ya çevrilen Yaşamlar’ı Batı Avrupa Jacques Amyot’nun Fransızca çevirisi (1559) ile tanıdı. Thomas North’un İngilizce çevirisi (1579) Amyot’nun çevirisi üzerine dayanır. 1683’te John Dryden Yaşamlar’ın Yunanca asıllarından yapılmasını sağladı. Almanca çeviri 1799-1806 yıllarında yayımlandı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.