-
Solon • Poplicola - Plutark
1 × 36,00 TL
-
Toplam : 36,00 TL
58,50 TL 78,00 TL
Bir Yanılsamanın Geleceği 1927’de, Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları 1930’da çıktı. Hitler 1933’te Führer oldu. Ve Freud Nazi rejiminin daha sonra yol açtığı trajediye tanık olmadan 1939’da İngiltere’de öldü.
Freud’un bu kültürel çalışmanın temelinde yatan görgül sayıltısı insan varoluşunun Eros ile bağdaşmadığı, ama Erosun karşıtının, Nefret ya da Yokedicilik dürtülerinden gelen çok ciddi bir gözdağının altında bulunduğu endişesidir. Bu belki de bilinçsiz öğenin Freud’un kendi kuramındaki işleyişine bir ipucu yakalamamızı sağlar. Freud sık sık insanı İstenç ve Duyunç gibi ussal terimlerde olmaktan çok id, libido, bilinçaltı, üst-ben gibi terimlerde tanımlar, ve bu usdışı doğal ve kazanılmış etmenlerin güdümünde insan özsel karakterinden, özgürlükten soyutlanır. Freud’un bu eğilimlerinde çağının insanı istençsiz, düşüncesiz ve duygusuz bir nesneye indirgeyen materyalist, pozitivist ve nihilist tininin yarattığı etkiler ile tutarsız hiçbirşey yoktur. Bu entellektüel terörlere Freud’un doğrudan tanık olduğu Nazi terörü de eklenince, açıktır ki özellikle yaşamının son on yılı içinde yaşadığı, onu korkutan, aslında insanlığın evrensel yazgısı açısından korkutan gözdağı salt bir yanılsama, bir kuruntu olmaktan çıkar: Ama Freud’un bu dürtüye bağımsız bir varoluş yüklemesi edimsel gözdağının kendisinden çok daha rahatsız edicidir, çünkü çok-şekilli modern saldırganlık olarak süperegonun kendisi özgürlük güçlerinin karşısında yenilebilme olanağı altında dururken, buna karşı insan doğasının özsel olarak Yokedici bir eğilim ile yüklü olduğu sayıltısı eğer doğruysa bir a prioridir, ve değiştirilmesi istemi insanın kendisinin yeniden yaratılmasından daha azı ile gerçekleşebilir görünmez.
Eğer bağımsız bir Nefret ilkesinin insanlığın yazgısını belirlemede herşeyden önemli bir etmen olarak kabul edilmesinin mantıksal değil ama görgül bir çıkarsama sorunu, bir yaşantı, bir deneyim sorunu olduğunu kabul edersek, Freud’un 1930’lardan önce ve sonra gözlemekte olduğu olaylar böyle bir Ölüm İçgüdüsü vargısı için ona kendi bilinçaltını aklamak ve ussallaştırmak için yeterince inandırıcı görünmüş olmalıdır.
— Aziz Yardımlı
Sigmund Freud Hakkında
Avusturya İmparatorluğu’nda Freiberg’de doğan ve daha sonraki yaşamını Viyana’da geçiren Sigmund Freud (1856-1939) psikiyatride Ruhçözümleme okulunu kurdu ve insan davranışının bilinçsiz belirleyicileri üzerine büyük ölçüde tutarlı bir açıklama geliştirdi. Çok okuyan, yolculuk yapmayı ve arkeolojik nesneler toplamayı seven Freud ailesine ve dostlarına büyük bağlılık gösteren biri idi. Freud kişiliğin nörolojiye indirgenebileceğine inanan fizyolog profesör Ernst Brücke altında değerli yıllarını harcadıktan sonra bu kez de karşıt uca geçerek histerinin iyileştirilmesinde hipnoz uygulayımını kullanan Parisli psikiyatrist Charcot’ya katıldı.
Charcot’nun yanından Viyana’ya döndükten sonra Freud Martha Beryas ile evlendi ve özel olarak çalışmaya başladı. Bir süre sonra hipnozu bütünüyle gereksizleştiren özgür çağrışım yoluyla hastalarda patolojik belirtilerin nedenleri olan bilinçsiz ya da baskılanmış gerecin yeniden bilinçli olmasını sağlayabildiğini keşfetti. Bu işlemin sonucunda belirtiler ortadan kalkıyordu.
Freud sağaltım yöntemine “psikanaliz” adını verdi. Kitapları ve konferansları bir yandan ona kısa bir süre içinde büyük ün kazandırırken, öte yandan tıp topluluğunun büyük bölümü tarafından kınanmasına yol açtı. Zamanla aralarında Eugen Bleuler ve Karl Jung da olmak üzere çok sayıda parlak araştırmacı Freud’un kuramı çevresinde çalışma grupları oluşturdu. Birinci Uluslararası Psikanaliz Kongresi 1908’de Salzburg’da toplandı. 1938’de Avusturya Nazi Almanyasına katılınca Freud Viyana’dan ayrılarak son yıllarını ailesi ile birlikte Londra’da geçirdi.
Freud’un yazıları 23 ciltten oluşan The Standard Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud’da toplanmıştır. Dikkati çekici çalışmaları arasında Düşlerin Yorumu, Gündelik Yaşamın Psikopatolojisi, Totem ve Tabu, Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları, Bir Yanılsamanın Geleceği gibi başlıklar bulunur.
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
Plutark
Themistokles • Camillus
Çeviren: Meriç Mete
112 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Jean-Jacques Rousseau Plutark üzerine şunları yazar: “Bugün bile zaman zaman okuduğum az sayıda kitap arasında Plutark beni en sıkı kavrayan ve bana en yararlı olan yazardır. Çocukluğumda ilk okuduğum oydu, yaşlandığımda okuduğum sonuncu o olacaktır. Hemen hemen birşey kazanmadan okumadığım biricik yazardır.” (Rousseau, Les reveries du promeneur solitaire, 4.)
İlk kez İtalyanca’ya çevrilen Yaşamlar’ı Batı Avrupa Jacques Amyot’nun Fransızca çevirisi (1559) ile tanıdı. Thomas North’un İngilizce çevirisi (1579) Amyot’nun çevirisi üzerine dayanır. 1683’te John Dryden Yaşamlar’ın Yunanca asıllarından yapılmasını sağladı. Almanca çeviri 1799-1806 yıllarında yayımlandı.
Plutark
Solon • Poplicola
Çeviren: Meriç Mete
112 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Jean-Jacques Rousseau Plutark üzerine şunları yazar: “Bugün bile zaman zaman okuduğum az sayıda kitap arasında Plutark beni en sıkı kavrayan ve bana en yararlı olan yazardır. Çocukluğumda ilk okuduğum oydu, yaşlandığımda okuduğum sonuncu o olacaktır. Hemen hemen birşey kazanmadan okumadığım biricik yazardır.” (Rousseau, Les reveries du promeneur solitaire, 4.)
İlk kez İtalyanca’ya çevrilen Yaşamlar’ı Batı Avrupa Jacques Amyot’nun Fransızca çevirisi (1559) ile tanıdı. Thomas North’un İngilizce çevirisi (1579) Amyot’nun çevirisi üzerine dayanır. 1683’te John Dryden Yaşamlar’ın Yunanca asıllarından yapılmasını sağladı. Almanca çeviri 1799-1806 yıllarında yayımlandı.
Kaufmann
Goethe
Çeviren: Aziz Yardımlı
96 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Goethe 28 Ağustos 1749’da Frankfurt-am-Main’de doğdu. Babası bir tüzeci ve imparatorluk danışmanı idi. 16 yaşına dek evde eğitim gördü ve İncil’i ve klasikleri tanıdı, İtalyanca, İbranice, İngilizce, resim ve çizim öğrendi. 1765’te Leipzig Üniversitesinde tüze eğitimi için hazırlığa başladıysa da ilgisi yazın alanına yönelikti. Tüze eğitimini 1771’de Strasbourg’da tamamladı. Orada Herder ile tanıştı. O günlerin ürünü olan Götz von Berlichingen (1773) on altıncı yüzyıl hırsız-şövalyesi üzerine bir tiyatro oyunuydu, ve “Sanki bir uyurgezer tarafından” dört haftada yazılan Genç Werther’in Acıları (1774) ile Sturm und Drang (“Fırtına ve Gerilim”) olarak bilinen yazınsal devimi başlattı. 1775’ten sonra Dük Karl August’un çağrısı üzerine Weimar sarayına yerleşti ve yaşamının sonuna dek orada kaldı. 10 yıl boyunca devlet görevleri ile ilgilendi.
Walter Arnold Kaufmann (1921–1980) bir Alman-Amerikan felsefeci, çevirmen ve şair idi. Felsefe ve yazın üzerine olduğu gibi asıllık ve ölüm, ahlak felsefesi ve varoluşçuluk, teizm ve ateizm, Hıristiyanlık ve Yahudilik üzerine de çok sayıda yazısı vardır.
G. W. F. Hegel
Estetiğe Giriş
Çeviren: Aziz Yardımlı
144 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Estetik Üzerine Dersler’i ölümünden sonra başlıca dinleyicilerinin bir bölümünün tuttuğu notlardan ve kendi elyazmalarından derlenmiştir. Bu notlar H. G. Hotho tarafından yayıma hazırlanarak ilk kez 1835 yılında toplu yapıtlar arasında üç cilt olarak yayımlanmış, ve bunu 1842’de yeniden gözden geçirilen bir ikinci yayım izlemiştir. Hotho’nun kullandığı gereç arasında Hegel’in 1823, 1826 ve 1828-9 dersleri için hazırladığı ama şimdi yitik olan kendi elyazmaları da bulunur.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.