Descartes — Frederick Copleston
285,00 TL 380,00 TL
Açıklama
“René Descartes 1596’da Touraine’de doğdu. 1604’de babası tarafından La Flèche kolejine gönderildi. Henry IV tarafından kurulan Kolej İsa Toplumunun Babaları [Jesuitler] tarafından yönetiliyordu. … Descartes geleneksel eğitimine karşı daha sonra oldukça sert bir eleştiri yöneltti ve daha bir öğrenciyken ona öğretilenlerden (matematik dışında) büyük hoşnutsuzluk duydu. … Paris’teki yaşamın ilgisini dağıttığını gördü, ve 1628’de Hollanda’ya çekilerek 1649’a dek orada kaldı. … Traité du monde başlıklı çalışmasının yayımlanışı Galileo’nun kınanması nedeniyle askıya alındı. …” (Copleston’dan)
Descartes Avrupa’nın modern döneminin ilk felsefecisi olarak bilinir. Ama gerçekte Descartes herhangi bir yerelliğin ve herhangi bir tarihselliğin göreli bakış açısının ötesine uzanan ilk Avrupalı ussalcıdır. Ve böyle olarak bugün de Usun gerisinde kalan bilincin ilk eleştirisidir:
1) Usun tüm inaklar karşısında, tüm boşinanç karşısında Saltık Gerçekliğin ve Saltık Anlamın kaynağı olduğunu gördüğü için;
2) Usun tüm insanlara eşit olarak paylaştırıldığını gördüğü için;
3) Gerçekliğin insan-üstü olmadığını, pozitivist ve nihilist bir öte-yan sorunu olmadığını, ussal varoluşun insanın ussal özü tarafından kavranabileceğini gördüğü için;
4) Böylece her insanın bilincinin, tüm insanlığın bilincinin ussal yetenek eşitliği temelinde gerçeklik biçimini kazanabileceğini gördüğü için;
5) Yürürlükteki törelliği sorgusuzca doğrulamadığı, tersine bir ideal/ussal Törellik uğruna onu da kuşku altına düşürdüğü için,
Eğer insanın varoluşu insanın özüne yaraşır bir biçim kazanacaksa, bu biçim onun özü olan gerçeklik, güzellik ve türellik tarafından belirlenecek, değer dediğimiz şey saltık olarak insanın varoluşunun kendisi olacaktır. Eğer insana güvensizlik, onun ussal özüne uygun olarak gelişme ve gerçek insan olma yeteneğine inançsızlık egemense, bu kuşkucu ve kötümser yorum, bu realizm henüz insan doğasına ilişkin olarak sürmekte olan bilgisizliğin anlatımıdır, henüz bir bilinemezin gözdağı altındaki bir endişe dünyasınra, henüz usdışı sanılan bir dünyanın saçmalığında varolan bilince aittir.
Descartes özellikle bu kuşkuculuktan özgürleşmede, usun ideal öz-güvenine ulaşmada modern insanlığın yalnızca kendi doğal ışığına, yalnızca bu en değerli ve sonsuz kaynağına korkmadan bakma gereksiniminde olduğunu anımsatır. Onun kuşkusu bilmeye ve bilgiye değil, kuşkunun kendisine yönelikti. Descartes’ı anlayan bilinç özgür bir varoluşa yeniden doğar — insana tüm güvensizliğin ortasında bile olsa. Aldanmacanın ve yanılgının bilgisizlik ile bir olduğunu, yalnızca gerçeklik bilincinin türesizliğin üstesinden gelebileceğini, yalnızca özbilinçli insanlığın özgür olacağını, kendi aptallığının varoluşundan özgürleşip gerçekten uygar ve gerçekten insan olacağını görür.
Descartes’ın çalışması Avrupa’da bilgelik sevgisini ilk kez Usa sonsuz güven ile birleştirdi. İlk kez ondan sonra Batı felsefesi için usun gerçeklik yolu açıldı. Ondan sonra ancak ussal özünün bilincindeki insanlığın özgür olacağı ve bilgisizliği, türesizliği ve çirkinliği yenebileceği, ancak özgür insanın gerçekten uygar olabileceği, kendini etik, estetik ve entellektüel özünde bilebileceği ve böylece gerçekleştirebileceği düşüncesi felsefenin karakterini belirlemeye başladı. Bunun tersi, insanın değersizliği, saçmalığı, anlamsızlığı, dünyaya fırlatılmışlığı, bilgisizliğe yazgılanmışlığı görüşü nihilistik, pozitivistik, pessimistik “felsefelerin” ayırdedici karakteri oldu.
— Aziz Yardımlı
Ek bilgi
İçindekiler | ANABÖLÜM BİR BÖLÜM BİR ANABÖLÜM İKİ BÖLÜM İKİ BÖLÜM ÜÇ BÖLÜM DÖRT BÖLÜM BEŞ BÖLÜM ALTI 1. İnsanın Özgürlük Bilinci 149 KISA BİR KAYNAKÇA — 165 |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
İlgili ürünler
Törebilim – 3 – Spinoza
66,00 TLTörebilim – 3 – Spinoza
66,00 TLTarih Felsefesi – 2 – Doğu Dünyası: Çin, Hindistan, Persia – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 2 — DOĞU DÜNYASI: ÇİN, HİNDİSTAN, PERSİA
Çeviren: Aziz Yardımlı
136 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir.
Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.