Mantık Bilimi, Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I (KÜÇÜK MANTIK) — Georg Wilhelm Friedrich Hegel
360,00 TL 480,00 TL
Açıklama
Hegel’in Mantık Bilimi Aristoteles’in Organon başlığı altında toparlanan Mantık çalışmalarından bu yana insan Usunun kavramsal yapısı üzerine üstlenilen en tam çözümleme girişimidir. Sözde biçimsel, simgesel, matematiksel vb. “mantık” olarak bilinen daha sonraki girişimler bir yandan yöntemsizlikleri ve öte yandan içeriksizlikleri açısından Hegel’in biçim ve içeriği birbiri dışına bırakmayan ve saltık yöntem ya da saltık tanıtlama üzerine kurulu mantık dizgesi ile karşılaştırma içine getirilemezler. Hegel’in Mantık Bilimi’nin “önceki Metafiziğin” (vormalige Metaphysik) yerini aldığı yolundaki sözleri ‘Mantık = Metafizik’ denklemini imlemez. Mantık hiç kuşkusuz meta-fizik değildir, çünkü Doğanın ötesi Tindir, Logos değil. Tam tersine, Mantık Doğa ve Tin için biçimsel ya da kavramsal öncüldür. ‘Mantık Bilimi = Ontoloji’ denklemi de geçersizdir çünkü Ontoloji yalnızca Nesnel Mantığa karşılık düşer, Mantığın bütününe değil. Sözde modern “mantık” girişimleri Mantık Bilimi’nin yalnızca Öznel Mantık üçlüsünün birinci bölümü olan Kavram Mantığının (Kavram, Yargı, Tasım) dizgesel yapısı ile ancak bölümsel olarak örtüşür ve Nesnellik ve İdea bölümlerini dışlar. Bütün bu dışlanan kavramsal içeriğin mantıksal olmadığı önyargısı modern simgesel “mantık” modellerinin dilbilgisine andırımlı ve sözde matematiksel yapısının mantıksal olduğu gibi enteresan bir sanıdan doğar.
Hegel Mantık Bilimi üzerine ilk çalışmasını (BÜYÜK MANTIK) Nürnberg’de 1812 ve 1816 yıllarında iki bölüm olarak yayımladıktan sonra, 1817’de Heidelberg’de derslerinde kullanılmak üzere hazırladığı Felsefi Bilimler Ansiklopedisi’nin Birinci Bölümü olarak anahatlarda daha kısa bir Mantık Bilimi çalışması (KÜÇÜK MANTIK) yazdı (ikinci ve üçüncü bölümler Doğa ve Tin Felsefeleri olmak üzere). Bu çalışma daha sonra 1817 ve 1830’da genişletilerek ve gözden geçirilerek yeniden yayımlandı. Numaralı paragraflar genellikle kısadır ve genellikle bir Not (Anmerkung) tarafından izlenir. Yine her paragrafın sonundaki Ekler (Zusátze) yayımcılar tarafından Hegel’in kendisinin elyazmalarından ve öğrencilerinin tuttukları notlardan derlenmiştir.
Ek bilgi
İçindekiler | ANAHATLARDA FELSEFİ BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ (1830) Önsöz 1817 — 9 Giriş §§ 1-18 — 41 BİRİNCİ BÖLÜM Ön-Kavram §§ 19-83 — 67 A. Düşüncenin Nesnelliğe Karşı Birinci Tutumu: A. Nitelik — 176 A. Varoluşun Zemini Olarak Öz § 115 — 226 Üçüncü Alt-Bölüm: Kavram Öğretisi §§ 160-244 — 291 A. Öznel Kavram — 295 B. Nesne — 331 C. İdea — 347 Arkasöz / Aziz Yardımlı — 375 Enzyklopädie der Philosophischen Wissenschaften im Grundrisse (1830) Vorbegriff §§ 19-83 A. Erste Stellung des Gedankens zur Objektivität. A. Qualität § 86 A. Das Wesen als Grund der Existenz § 115 Dritte Abteilung: Die Lehre vom Begriff §§ 160-244 A. Der subjektive Begriff § 163 B. Das Objekt § 194 C. Die Idee § 213 |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
İlgili ürünler
Törebilim – 1 – Spinoza
66,00 TLTörebilim – 1 – Spinoza
66,00 TLTarih Felsefesi – 1 – Giriş – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 1 — GİRİŞ
Çeviren: Aziz Yardımlı
128 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir.
Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Tarih Felsefesi – 1 – Giriş – G. W. F. Hegel
51,00 TLParmenides – Platon
51,00 TLPlaton
Parmenides
Çeviren: Aziz Yardımlı
92 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Platon’un Parmenides başlıklı diyaloğunu felsefe tarihinin en önemli, en güç ve en ilginç yapıtlarından biri olarak görmek gelenekseldir. Olay kayıtlı entellektüel karşılaşmaların en büyüklerinden biri olarak da kabul edilir. Diyalog Eleatik Okulun iki önde gelen düşünürü olan Parmenides ve Zenon ile genç bir Sokrates arasında geçen bir konuşmanın anlatısıdır. Toplantının vesilesi Zenon’un Parmenides’in Monizmini onu çelişkilere ve saçmalıklara götürdüğü nedeniyle eleştiren Çoğulculara karşı Çokluğu savunan bakış açısının daha da büyük çelişkilere götürdüğünü göstererek destekleyen incelemesinin okunmasıdır.
Parmenides – Platon
51,00 TLMonadoloji – Leibniz
36,00 TLLeibniz
Monadoloji
Çeviren: Aziz Yardımlı (Türkçe-Fransızca-Almanca-İngilizce)
112 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Alman felsefeciliğinin babası olarak bilinen Leibniz (1646-1716) bilginin duyusal-algıdan türediği sanısı içinde olan İngiliz Görgücülüğü ile karşıtlık içinde, ve Usu felsefelerinin ve bütün bir varoluşun ilkesi, anlamı, değeri olarak kabul eden Spinoza ve Descartes ile birlikte Kıta Ussalcılığının önde gelen adları arasında durur. Ama Leibniz herşeyden önce bugün de onun notasyonu ile bütün bir modern dünyada fiziksel evrenin nicelik yanından anlatımı olarak kullanılan Kalkülüsün bulucusudur.
Monadlar ya da Birler “bireysellik ilkesinin” anlatımları olarak Batı felsefi geleneğine aittir ve soyut Biri gerçek varlık olarak görme eğilimindeki Doğu monizmi ile karşıtlık içinde durur.
Leibniz’e göre bu dünya olanaklı dünyaların en iyisidir ve ondaki kötülük, çirkinlik ve yanlışlık yalnızca ve yalnızca Tinin gelişiminde henüz etik, estetik ve entellektüel varoluşuna ilişkin bilgisizliğini bütünüyle yenmemiş olmasına bağlıdır. Özsel olarak ussal olan insan kendini görüngü dünyasında da saltık olarak ussallaştırma, onun sonsuz gizilliğine uymayan kötü biçimlerden özgürleşme olanağı ve zorunluğu altındadır. Varolan usdışı kültürel durum ussal gerçeklik karşısında zorunlu olarak güçsüz ve geçici hiçlikten başka birşey değildir. Ussal evren sonsuz bir monadlar çokluğu içinde bir uyum, bir “önceden-saptanmış uyum” varoluşudur. Leibniz’in ussal optimizmi henüz yarı yoldaki insanın bilgi, duyunç ve estetik duyarlıktaki toyluğunu onun yazgısı olarak ve böylece varoluşu anlamsız olarak gören nihilizme (ve pesimizme) erken bir yanıttır.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.