Soğuk Savaş Bilim Felsefesini Nasıl Dönüştürdü? — George A. Reisch
360,00 TL 480,00 TL
Açıklama
Bu kitap bilim felsefesinin Soğuk Savaş sırasında Birleşik Devletler’deki gelişiminin ilk derinlemesine incelemesidir. Mantıksal Görgücülüğün ve Marxist mantıksal görgücü Otto Neurath tarafından yönetilen Bilimin Birliği deviminin 1930’larda bu projeler Birleşik Devletler’e göç ettiği sıralardaki politik karakterini ve 1950’lerde entellektüel, kültürel ve politik güçlerin birleşik etkileri sonucunda yer alan depolitizasyonlarını inceler.
Mantıksal görgücülük ve Viyana Çevresi üzerine araştırmacılar sık sık bunları politik olmaktan uzak salt entellektüel projeler olarak ele alırlar. Gerçekte, pozitivistler hem kendi ülkelerinde hem de daha sonra sığındıkları ABD’de politik olarak etkin idiler. 1929 Manifesto’ larında belirttikleri gibi tümü de sosyalist olan Avusturya ve Almanya pozitivistlerinin programları yalnızca “anlamsız metafizik” olarak gördükleri klasik felsefeyi devirmek değildi. İnsansal herşeyi fiziğe indirgemeyi öneren programları ile, Avrupa’yı baştan sona yeniden kurmayı, Avrupa eğitiminin hedeflerini ve ders programını yeniden düzenlemeyi hedefliyor, bunun için ikonografi, semiotik ve simgesel mantık aygıtları geliştiriyor, ve başarının temel koşulu olarak felsefe tarihinin reddedilmesi gerektiğine inanıyorlardı. Tasarladıkları “bütünsel etik yeniden-yapılanma” programı etiğin kendisinin yalancı-bilim sayılması koşuluna bağlıydı. Tümü de tiranlıktan yana idi ve demokrasiye, yurttaş toplumuna, evrensel insan haklarına, özgürlüğe anlam vermelerini sağlayacak kavramları anlamsız olarak görüyor, Çevrenin önderi Moritz Schlick “özgürlük üzerine yazmak zorunda kalmaktan utanç duyduğunu” belirtiyor, iki görelilik kuramı için felsefi temelleri pozitivizmde bulduğunu bildiren Albert Einstein bile “Lenin insanlığın onurudur” vb. diyordu.
Bilime ilgilerini görelilik, olasılık, uylaşımcılık, simgecilik ve semitoik gibi terimlerde tanımlarken ve daha iyi bir toplumun kurulması için bilimleri ve dolayısıyla bilimcileri bir Birlik altına getirmenin zorunluğunu vurgularken, mantık dedikleri şeyde “ahlak” olmadığnı, bir tür “hoşgörü ilkesi”nin geçerli olduğunu ileri sürdüler. Neurath’tan Carnap’a, Wittgenstein’a, Sovyetler Birliği için duygudaşlıkları öylesine güçlüydü ki, pozitivist olduklarını unutarak sık sık tarihsel materyalistler olarak davrandılar. Sonuçta politik ilgileri yalnızca entellektüeller arasında değil, ama J. Edgar Hoover denetimindeki FBI gibi kurumlar tarafından bile dikkatle izlenir oldu.
Kapsamlı arşiv araştırması üzerine dayanan kitap Soğuk Savaş sırasındaki Amerikan entellektüel tarihinin önemli bir bölümünü ele almaktadır. Köklerini Soğuk Savaş sırasındaki anti-komünizmden alan entellektüel ve politik güçlerin beklenmedik bir bileşiminin nasıl hem üniversitelerin eğitim programlarını hem de giderek önde gelen felsefecilerin üstlendikleri araştırmayı bile şekillendirdiğini ortaya koyar. Kitap bilim felsefecileri ve tarihçileri, düşünce tarihçileri ve Soğuk Savaş araştırmacıları için ilgi çekicidir.
Ek bilgi
İçindekiler | Önsöz ve Teşekkürler 7 1 Soğuk Savaşta Mantıksal Görgücülüğe ve Bilimin Birliği Devimine Bir Giriş 15 Kaynaklar 391 |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
İlgili ürünler
Tüze Felsefesi / Philosophie des Rechts — Georg Wilhelm Friedrich Hegel
360,00 TLTüze Felsefesi / Philosophie des Rechts — Georg Wilhelm Friedrich Hegel
360,00 TLTarih Felsefesi – 4 – Germanik Dünya – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 4 — GERMANİK DÜNYA
Çeviren: Aziz Yardımlı
136 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi’nde modern dönem Dünya-Tininin evrensel özgürlük bilincini kavraması ile belirlenir. Özgürlük ancak özgürlük bilinci evrenselliği içinde bilindiği düzeye dek kavramına uygundur. Ancak despotik Birin ya da Birilerinin özgürlüğü olmayan, ancak bütün bir insanlığı kucaklayan evrensel özgürlük, bu kavramına uygun düşen özgürlük insanlığın engelsiz gelişiminin olanağıdır. Tarih olgusal olarak ya da görgül olarak alındığında, Germanik Tin Doğunun, Helenik tinin ve Roma tininin tarihsel vargısı, Dünya-Tininin kendisine karşı verdiği ve kendisine karşı kazandığı Özgürlük kavgasının bilincidir.
Tarih Felsefesi – 4 – Germanik Dünya – G. W. F. Hegel
51,00 TLTarih Felsefesi – 2 – Doğu Dünyası: Çin, Hindistan, Persia – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 2 — DOĞU DÜNYASI: ÇİN, HİNDİSTAN, PERSİA
Çeviren: Aziz Yardımlı
136 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir.
Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.