-
İlk Felsefe Üzerine Meditasyonlar - René Descartes
1 × 58,50 TL
-
Toplam : 58,50 TL
66,00 TL 88,00 TL
Spinoza’yı gerçek felsefi değeri içinde yeniden diriltenler Goethe ve Alman idealistleri oldu. Fichte Spinoza’yı ciddi olarak inceledi ve felsefesinin törel vurgusu Spinoza’yı anımsatır. Hegel “Bir felsefeci olmak için ilkin bir Spinozacı olmalısınız; eğer Spinozacılığınız yoksa, bir felsefeniz de yoktur” derken, Schelling Spinozacılığın derinliklerine dalmamış hiç kimsenin felsefede tam ve gerçek bilgiye erişemeyeceğini söylüyordu. Descartes ile birlikte Spinoza’yı Avrupa’da modern felsefenin kurucusu olarak, ve felsefesini kendi felsefelerinin ruhu olarak kabul ettiler. Bilginin bir kez daha keyfi düşünürlerin düşünce uçuşmalarının ötesinde yattığını, Yöntem, Dizge, Tanıtlama sorunlarının Bilginin bütün bir yazgısını ilgilendiren başlıca sorunlar olduğunu kabul ettiler.
Spinoza Hakkında
Amsterdam’da doğan Spinoza (1632-1677) Portekiz’de zorla Roma Katolikliğine döndürülmüş ve sonra Kalvinist Hollanda’nın hoşgörülü ortamında eski dinine yeniden sarılmış bir Yahudi aileden geliyordu. Yahudi geleneğinde yetiştirilmesine karşın çok geçmeden özellikle Descartes’ın etkisi ile boşinancı ve geleneği sorguladı, ve Amsterdam Yahudi topluluğundan kovuldu. Yirmili yaşların başında olan Spinoza geçimini ders vererek ve mercek işleyerek kazandı, Hıristiyanlığı düşünmeyerek kendini Latince’ye, özel olarak Descartes’ın felsefesinin incelemesine verdi. Ölümünden sonra yayımlanan Törebilim (Ethica) Batı felsefesinin en önemli yapıtlarından biridir. Spinoza romantik Novalis tarafından “tanrı-sarhoşu insan” olarak görülürken ve Goethe Törebilim’i daha ilk okumasında “döndürülürken,” Herder Spinoza’da “dinin ve felsefenin uzlaşmasını” buldu. Hegel “Ya bir Spinozacısınız, ya da bir felsefeci değilsiniz” diyordu.
Spinoza Üzerine Goethe
Goethe Spinoza üzerine şunları yazdı: “Kitabın bana neler vermiş olabileceğini, ya da benim ona kendimden neleri koymuş olabileceğimi söylemem olanaksız: Burada heyecanları dinginleştiren birşey bulmuş olmam yeterlidir. Önüme fiziksel ve törel dünya üzerinde engin ve özgür bir bakış açısı açıldı. Ama beni Spinoza’ya çeken başlıca şey her tümcede bencillikten sınırsız bir kurtuluşu anlatan ışıltıydı. O harika deyiş, “Kim Tanrıyı gerçekten severse karşılık olarak Tanrıdan onu sevmesini beklememelidir,” onu destekleyen tüm önermeler ile, ondan doğan tüm sonuçlar ile, tüm düşüncelerimin başlıca teması oldu. Herşeyde, ve öncelikle sevgide ve dostlukta bencillikten uzak olmak en yüksek hazzım, yaşam kuralım ve uyguladığım şeydi, öyle ki daha sonraki bir zamandaki çılgınca deyişimi — “Eğer seni seviyorsam, bundan sana ne?” — gerçekten yüreğimde duyarak yazdım. Başkalarında olduğu gibi, bu durumda da en yakın birliklerin karşıtlıkların sonucu olduğu gerçeğini kabul etmeyi unutmamalıyım. Spinoza’nın dingin düzlemi tüm yönlerdeki çabalayışlarımın karşısına çıktı; onun matematiksel yöntemi benim şiirsel gözlem ve betimleme yolumun tümleyicisi oldu, ve onun kimilerinin ahlaksal konulara uygun olmadığını düşündükleri biçimsel irdelemesi tam olarak beni ondan tutkuyla öğrenmeye ve ona sınırsızca hayranlık duymaya götüren şeydi” (Aus meinem Leben, xiv).
İçindekiler | Törebilim/Ethica SPİNOZA İÇİN KISA BİR SÖZLÜK — 106 |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
James Clerk Maxwell
Özdek ve Devim
Çeviren: Aziz Yardımlı
144 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Maxwell’in “Özdek ve Devim”i (1876, Londra) mekanik üzerine şimdiye dek yazılmış en güzel temel bilimsel çözümlemelerden biri olarak kabul edilir. Fizik biliminin temel kavramları ile başlayarak evrensel yerçekimi kuramına doğru açınan çalışma olasılığı değil gerçekliği, yaklaşıklığı değil sağınlığı, tahmini değil ama bilgiyi hedeflemesinde Bilimin ussal karakterini tüm zamanların en başarılı bilim insanlarının birinin yönteminde sergiler.
Jean-Jacques Rousseau
Toplumsal Sözleşme ya da Politik Hakkın İlkeleri
Çeviren: Aziz Yardımlı
160 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Fransa’dan kaçan Kalvinist bir ailenin çocuğu olan Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) bir Huguenot cumhuriyeti olan Cenevre kentinde doğdu. Çok küçük yaşta ona romanslar okuyan babasına kendisi Plutark’ın Yaşamlar’ını okumaya başladı. 16 yaşından sonra bir süre onu kültür dünyası ile tanıştıran ve onda müzik ilgisini uyandıran Madame Louise de Warens ile birlikte yaşarken yoğun bir kendini eğitme dönemine girdi. Paris’te bir süre için Diderot’nun yakın dostu oldu; Thérëse Lavasseur’den olan çocuklarına babalık etmeyi ve bakmayı başaramadı. 1752’de operası “Le Devin du Village” (“Köy Falcısı”) Kral XV. Louis için sahnelendi ve büyük beğeni ve başarı kazandı; yeni bir müzikal nota dizgesi geliştirdi.
Plutark
Themistokles • Camillus
Çeviren: Meriç Mete
112 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Jean-Jacques Rousseau Plutark üzerine şunları yazar: “Bugün bile zaman zaman okuduğum az sayıda kitap arasında Plutark beni en sıkı kavrayan ve bana en yararlı olan yazardır. Çocukluğumda ilk okuduğum oydu, yaşlandığımda okuduğum sonuncu o olacaktır. Hemen hemen birşey kazanmadan okumadığım biricik yazardır.” (Rousseau, Les reveries du promeneur solitaire, 4.)
İlk kez İtalyanca’ya çevrilen Yaşamlar’ı Batı Avrupa Jacques Amyot’nun Fransızca çevirisi (1559) ile tanıdı. Thomas North’un İngilizce çevirisi (1579) Amyot’nun çevirisi üzerine dayanır. 1683’te John Dryden Yaşamlar’ın Yunanca asıllarından yapılmasını sağladı. Almanca çeviri 1799-1806 yıllarında yayımlandı.
G. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 3 — YUNAN VE ROMA DÜNYASI
Çeviren: Aziz Yardımlı
144 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir. — Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.