Orta Çağların Tini – Frederick Artz
390,00 TL 520,00 TL
Açıklama
ARKA KAPAK YAZISI
“Resmi yapılacak iki şey vardır,” diye yazıyordu Leonardo da Vinci, yüzyıllar önce modern Avrupa insanı düşünceye uyanırken: “insan ve onun bakış açısı. Birincisi kolaydır; ikincisi olanaksıza yaklaşır.” Frederick Artz’ın çalışması Leonardo’nun olanaksızının üzerine saldırır, büyük ustanın hiç de ustası olmadığı biricik sorunun gerçekte en vazgeçilmez kaygı olduğunu göstermeye çabalar: Yalnızca insanın değil, ama insanlığın bakış açısının bir tablosunu üretmek. Görev en güç olanıdır. Yalnızca yalıtılmış ve dinamiğini yitirmiş bilinç biçimlerini çözümlemek değil, ama dünya tarihine, onun zaman ve uzayına dökülen Tinin görüngülerinin anlamını yakalamak. Bir Oluş sürecini kavramak. Görev de eşit ölçüde Oluş sürecindedir. Yalnızca bakmayı değil, ama usun ve istencin ve duyuncun gözleriyle bakmayı gerektirir. Tablonun renkleri düşünceler ve tutkular, ve fırçası eytişimin tılsımı olmalıdır — eleştirel kavrayış ve duyuş yetisi. Ama Avrupa’nın Orta Çağlarını yorumlama görevi o denli de melankoliktir, çünkü gereç Yunan ve Roma uygarlıklarının paha biçilmez kalıtını çürüten, onlardaki incelik ve güzellik tinini, bilim ve felsefe değerlerini algılamayan bir barbarlık kütlesidir. Avrupa’nın Orta Çağları Musa’nın yetkeci, cezalandırıcı, yeryüzünü bir korku sisine bürüyen Tanrısının özgür ve çocuksu Helenik tin üzerindeki öç alanı olarak görünür. Kendini yaratma sürecini durduran, aslında geriye yürüyüşünü başlatan bir insanlığın yaşadığı karanlık bir korkunun zamanıdır, bir alev gibi göğe yükselen kısa süreli İslamik girişime karşın, tarihi hiç de gereksinmediği bir sapmaya sürükleyen bir boyun eğme dönemidir. Orta Çağlar tüm boşinancı ile ve tüm sağduyu yoksunluğu ile, Özgür Düşünceden, Usun kendisinden korkusu ile modern Avrupa uygarlığının, en sonunda Batı (Protestan/Germanik) nihilizmin asıl temellerinin aranacağı karanlık bölgedir. İnsanlığın dinsel ve ulusal kamplara parçalanışının mayalandığı, kozmopolitan kardeşlik tinini yeryüzünden silip yokeden evrensel düşmanlık duygusunun doğduğu tarih dilimidir. Yeryüzünün soğumaya başladığı, gökyüzünde bir sığınağın arandığı zamandır. O us tutulması, yürek tutulması Çağlarında ve onu izleyen bütün bir modern dönem boyunca Avrupa’da neyin öğrenilemediğini hiçbirşey Goethe’nin sözlerinden daha iyi anlatamaz: “Ulusların üstünde insanlık vardır.”
— Aziz Yardımlı
Ek bilgi
İçindekiler | ANABÖLÜM BİR: DOĞUNUN ÜSTÜNLÜĞÜ BÖLÜM I. Ortaçağ Hıristiyanlığının Klasiksel Temelleri 17 BÖLÜM II. Ortaçağ İnancının Yahudi ve Erken Hıristiyan Kaynakları 43 BÖLÜM III. Patristik Çağ, 2’nci — 5’inci Yüzyıllar 61 BÖLÜM IV. Bizans Uygarlığı 83 BÖLÜM V. İslam Uygarlığı 110 BÖLÜM VI. Latin Batı, 5’inci —10’uncu Yüzyıllar 142 BÖLÜM VII. İlim (I) 175 BÖLÜM VIII. İlim (II) 210 BÖLÜM IX. Yazın (I) 249 BÖLÜM X. Yazın (II) 275 BÖLÜM XI. Sanat ve Müzik 294 BÖLÜM XII. Temelde Yatan Tutumlar 320 Sonsöz 337 Notlar 347 |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
İlgili ürünler
İskender’in Seferleri – Arrian
360,00 TLİskender’in Seferleri – Arrian
360,00 TLYaşamlar – 1 – Plutark
195,00 TLYaşamlar – 1 – Plutark
195,00 TLTarih Felsefesi – 4 – Germanik Dünya – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 4 — GERMANİK DÜNYA
Çeviren: Aziz Yardımlı
136 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi’nde modern dönem Dünya-Tininin evrensel özgürlük bilincini kavraması ile belirlenir. Özgürlük ancak özgürlük bilinci evrenselliği içinde bilindiği düzeye dek kavramına uygundur. Ancak despotik Birin ya da Birilerinin özgürlüğü olmayan, ancak bütün bir insanlığı kucaklayan evrensel özgürlük, bu kavramına uygun düşen özgürlük insanlığın engelsiz gelişiminin olanağıdır. Tarih olgusal olarak ya da görgül olarak alındığında, Germanik Tin Doğunun, Helenik tinin ve Roma tininin tarihsel vargısı, Dünya-Tininin kendisine karşı verdiği ve kendisine karşı kazandığı Özgürlük kavgasının bilincidir.
Tarih Felsefesi – 4 – Germanik Dünya – G. W. F. Hegel
51,00 TLTarih Felsefesi – 1 – Giriş – G. W. F. Hegel
51,00 TLG. W. F. Hegel
Tarih Felsefesi – 1 — GİRİŞ
Çeviren: Aziz Yardımlı
128 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Tarih Felsefesi üzerine 1822-23 ile 1830-31 arasında verdiği derslerin ilk düzenlemesi felsefecinin ölümünden sonra 1837’de Eduard Gans tarafından ‘Tüm Yapıtlar’ın [Vollständige Ausgabe] parçası olarak yayımlandı. Bundan sonra eldeki tüm gereç 1847’de öğrencilerin ders notlarını Hegel’in kendi elyazmaları ile bütünleştiren Karl Hegel tarafından bir kez daha düzenlendi. Ve bunu Georg Lasson tarafından Hegel’in yapıtlarının ‘Eleştirel Yayım’ının [Kritische Ausgabe] bir bölümü olarak hazırlanan bir başka düzenleme izledi. Tüm bu çabalar doğal olarak eldeki felsefi içeriği yalnızca dışsal olarak toparladılar ve Hegel’in Tarih Felsefesi açıktır ki bu yapısıyla ona verilebilecek son biçimi kazanmış olmaktan uzaktır. Gene de bunun nedeni yalnızca çalışmayı yayıma hazırlayanın Hegel’in kendisi olmaması değildir. Hegel yaşamı boyunca içeriği sürekli olarak geliştirdi, yeniden düzenledi ve onu ideal kurgul biçime ulaştırmaya çalıştı. Ve yalnızca Tarih Felsefesi’nin değil, ama Mantık Bilimi de içinde olmak üzere bütün bir Ansiklopedik Dizgenin bir oluş sürecinde olması Felsefe Tarihinin işinin henüz bitmediğini, Logosun insan bilincinde açınmasının henüz tamamlanmış olmadığını gösterir.
Bu çeviri Karl Hegel’in düzenlemesinden yapıldı.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.