-
Tinin Görüngübilimi — Georg Wilhelm Friedrich Hegel
1 × 360,00 TL
-
Toplam : 360,00 TL
540,00 TL 720,00 TL
Mantık Bilimi Logosun, Usun, ya da daha doğrusu arı Usun, ama belki de bu anlatımlara yükleme alışkanlığında olduğumuz tek-yanlı öznellikten kaçınabilmek için en iyisi ve Hegel’in kendisinin kullandığı anlatımla “nesnel düşüncenin” çözümlemesidir. Logos fiziksel olmadığı gibi tinsel de değildir. Mantık Bilimi bu düzeye dek insan düşüncesinin kendini nesnel düşünce yapma, ya da Kavramın Kavram ile, bilincimizdeki öznel Kavramın kendinde var olan nesnel Kavram ile örtüşme çabasıdır.
Logos hiç kuşkusuz fiziksel-özdeksel değildir; ama tinsel de değildir. Yalnızca meta-fiziksel ya da doğa-ötesi değil, ama ayrıca meta-tinsel ya da tin-ötesidir. Logos vardır. Ama salt Varlık ne fiziksel, ne de tinseldir. Fiziksel olan ve tinsel olan, ya da uzaysal ve zamansal olan — ya da kısaca görgül olan — yalnızca var olmayan ama oluşta olandır. Salt ontolojik değil ama fenomenolojik denilen şeydir ve daha yüksek ve daha somut bir belirlenimdir. Logosun, “düşünce öğesindeki arı İdea”nın (A-MB, § 19) Varlığı mantıksaldır. Bildiğimiz gibi, Hegel Tinin Görüngübilimi’ni Varlık ve Kavramın birliği olarak Saltık Bilgi ile, bu kurgul-mantıksal öğe ile sonlandırır. Bunun bir öncül olarak alınabildiği düzeye dek, açıktır ki Mantık Bilimi yalnızca biçimsel-kavramsal olmaktan çıkar, aynı zamanda içeriksel-varlıksal da olur — ya da yapay epistemoloji ve ontoloji ayrımı bu terimlerin kendileriyle birlikte bir yana atılır. Kavramın o çok merak edilen içeriği onun kurgul doğasından, kendi ile olumsuz ilişkisinden başka birşey değildir. Kavram bağıntısız değil çünkü belirlidir, daha şimdiden olumsuzu ile yüklüdür ve bu onun diyalektiğidir.
Kavram dışsal Varlıkta ona yabancı bir şey ile değil, ama kendi kendisi ile, öznel-düşünce nesnel-düşünce ile karşıtlık içindedir. Ama karşıtlık, salt doğası gereği, birliktir ve karşıtların bu birliği, bu gerçek özdeşlik Düşüncenin ve Varlığın bağdaşması olarak — ya da dilersek Kavramın Kavram ile bağdaşması olarak — ‘gerçeklik = bilgi’ dediğimiz şeydir, tasarımın tasarıma karşılık düşmesi olarak ‘doğruluk’ değil.
İçindekiler | İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM Birinci Yayıma Önsöz 15 GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP Bilimin Başlangıcı Ne İle Yapılmalı? 49 Birinci Kesim: Belirlilik (Nitelik) 60 İkinci Kesim: Büyüklük (Nicelik) 142 Üçüncü Kesim Ölçü 249 [İKİNCİ KİTAP] Birinci Kesim. Kendi İçine Yansıma Olarak Öz 298 İkinci Kesim. Görüngü 366 Üçüncü Kesim. Edimsellik 405 İKİNCİ BÖLÜM Birinci Kesim. Öznellik 460 İkinci Kesim. Nesnellik 538 Üçüncü Kesim. İdea 575 ARKASÖZ. AZİZ YARDIMLI 645 |
---|
Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.
Leibniz
Monadoloji
Çeviren: Aziz Yardımlı (Türkçe-Fransızca-Almanca-İngilizce)
112 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Alman felsefeciliğinin babası olarak bilinen Leibniz (1646-1716) bilginin duyusal-algıdan türediği sanısı içinde olan İngiliz Görgücülüğü ile karşıtlık içinde, ve Usu felsefelerinin ve bütün bir varoluşun ilkesi, anlamı, değeri olarak kabul eden Spinoza ve Descartes ile birlikte Kıta Ussalcılığının önde gelen adları arasında durur. Ama Leibniz herşeyden önce bugün de onun notasyonu ile bütün bir modern dünyada fiziksel evrenin nicelik yanından anlatımı olarak kullanılan Kalkülüsün bulucusudur.
Monadlar ya da Birler “bireysellik ilkesinin” anlatımları olarak Batı felsefi geleneğine aittir ve soyut Biri gerçek varlık olarak görme eğilimindeki Doğu monizmi ile karşıtlık içinde durur.
Leibniz’e göre bu dünya olanaklı dünyaların en iyisidir ve ondaki kötülük, çirkinlik ve yanlışlık yalnızca ve yalnızca Tinin gelişiminde henüz etik, estetik ve entellektüel varoluşuna ilişkin bilgisizliğini bütünüyle yenmemiş olmasına bağlıdır. Özsel olarak ussal olan insan kendini görüngü dünyasında da saltık olarak ussallaştırma, onun sonsuz gizilliğine uymayan kötü biçimlerden özgürleşme olanağı ve zorunluğu altındadır. Varolan usdışı kültürel durum ussal gerçeklik karşısında zorunlu olarak güçsüz ve geçici hiçlikten başka birşey değildir. Ussal evren sonsuz bir monadlar çokluğu içinde bir uyum, bir “önceden-saptanmış uyum” varoluşudur. Leibniz’in ussal optimizmi henüz yarı yoldaki insanın bilgi, duyunç ve estetik duyarlıktaki toyluğunu onun yazgısı olarak ve böylece varoluşu anlamsız olarak gören nihilizme (ve pesimizme) erken bir yanıttır.
G. W. F. Hegel
Estetiğe Giriş
Çeviren: Aziz Yardımlı
144 sayfa; 1. Hamur; 170 × 100 mm
Hegel’in Estetik Üzerine Dersler’i ölümünden sonra başlıca dinleyicilerinin bir bölümünün tuttuğu notlardan ve kendi elyazmalarından derlenmiştir. Bu notlar H. G. Hotho tarafından yayıma hazırlanarak ilk kez 1835 yılında toplu yapıtlar arasında üç cilt olarak yayımlanmış, ve bunu 1842’de yeniden gözden geçirilen bir ikinci yayım izlemiştir. Hotho’nun kullandığı gereç arasında Hegel’in 1823, 1826 ve 1828-9 dersleri için hazırladığı ama şimdi yitik olan kendi elyazmaları da bulunur.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.